Ne Olacaktım, Ne Oldum?

Herkese selam,

Yıllar önce sanırım 6 yaşında falandım, hiç unutmam (fil hafızalı olduğumu söylemiştim değil mi?) salonda süngerimsi legomsu oyuncaklarımla oynuyordum. Babamın işten gelmesini bekliyorduk annemle. Ben üst üste koyuyorum legoları, iç içe geçiriyorum falan. "Bak baraj yaptım anne, sular buradan gelir, burada birikir" dedim. Annem de bana dedi ki "Sen mimar ol bence ileride...." 

Herhalde bu içime öyle bir işlemiş ki ben mimar olacağım diye ortalarda uzunca bir süre gezinmiştim.

Biraz daha büyüdüm ve kablolu tv diye bir kavramla tanıştım. National Geographic'te bir belgesel izledim. Mısır'da kazı yapan arkeologlarla ilgili. O ay da derginin kapak konusu "Tutankamon'un Mezarının Keşfi".. Allah'ım nasıl bir etkilenme, resmen büyülendim. (Yaşım 9 falan herhalde) Yazın kumsalda kumlarla arkeologçuluk oynuyorum. Mezarlar kazıyorum, burası lahit girişi diyorum...Çıldırıyorum arkeolog olacağım diye. Derken lise yıllarıma geldim. Eğitim sistemimiz, ülke şartlarımız ve baba otoritesinin süper bir karışımı ile "sayısal bölümüne" yazıldım. Neden? Çünkü baba mühendis..Neden? Çünkü ülkemizde maalesef arkeologlar çok da iş imkanına sahip değil. Ailem için de arkeolog bir meslek değil, hobi olarak yapılabilinecek, üniversitede klüplerine yazılabilinecek bir dal... Eee, olduk mu sayısalcı, kesinlikle mühendis olmak istemiyorum. Ben tasarımcı olmalıyım, endüstri ürünleri tasarımı benim için tünelin ucundaki parlayan ışık. Ama malum puanım yetmedi ve kös kös tekstil mühendisi oldum. :) Mezun olduktan sonra dedim ki neden moda tasarımına yönelmedim ki... Çünkü çok daha zevkli, çok daha özgürsün... Ama yine şartlar gereği 5 yıl masa başı bir işte mühendis sıfatıyla çalıştım.

Yani uzun lafın kısası...Ben tekstil mühendisi olmak dışında herşeyi olmak istedim... :) 

Sevgiler...