Çocukluk...
Herkese selam,
Aslında bugünün konusunu gece yatmadan şöyle bir düşünmüştüm ve aklıma doğrudan üniversite yıllarım gelmişti, en çok özlemini duyduğum şey olarak. Hiç bir şeyin sorumluluğu olmadan, sadece gezip eğlendiğim, inanılmaz bir evimin ve arkadaş grubumun olduğu yıllar...
Ancak sabah uyandığımda kar karşıladı beni ve neden bilemiyorum; ama çocukluğuma gittim birden. Bursa'da doğup büyüdüğüm mahalleye gitti bugün ruhum.
Ben 30 Aralık'ta doğmuşum, bu sebeple doğum günü kutlamalarım hep yılbaşı günü olurdu. Anneannemler bize gelirdi o gece. Onların hane de cümbüş... Anneanne,dede,dayı-yenge-kuzen ve teyze olarak evde 6 kişi yaşarlardı, eee 4 de biz 10 kişi. Yemek masamıza toplanırdık ve annemin yaptığı çeşit çeşit yemeklerden yerdik. Pasta üfleme faslından sonra teyp açılır, ortada kuzenim ve ben etrafımızda büyükler, göbek atardık. O kaloriler yakılacaktı elbet... :) Derken biz çocuklar tuttururduk tabii "dışarı çıkalım kar topu oynayalım, kızakla kayalım" diye. Kat kat marul gibi giydirilip başımıza da abla ve teyze konulurdu.Yokuş aşağı poşetlerle kayardık. Bakkalın önü durak noktasıydı, bakkalın oğlu Serdar Ağabey hep orada olurdu. Yuvarlanmadan kayabilirsen ödül olarak birer tane sakız verirdi herkese.
Şimdi o evimizde ablam yaşıyor eşi ile. Her gittiğimde içim burkuluyor.Çocukluğumun geçtiği ev, mahalle... Fiziken aynı;ancak ruhu giden mahallemiz.Şimdi ne o masa kaldı, ne de yokuş aşağı kayan çocuklar. Serdar ağabey hala orada; ama sakız vermeyi aklına getiremeyecek kadar hayat yorgunu.
Sanırım en çok çocukluğumu ve mahallemi özlüyorum.
Aslında bugünün konusunu gece yatmadan şöyle bir düşünmüştüm ve aklıma doğrudan üniversite yıllarım gelmişti, en çok özlemini duyduğum şey olarak. Hiç bir şeyin sorumluluğu olmadan, sadece gezip eğlendiğim, inanılmaz bir evimin ve arkadaş grubumun olduğu yıllar...
Ancak sabah uyandığımda kar karşıladı beni ve neden bilemiyorum; ama çocukluğuma gittim birden. Bursa'da doğup büyüdüğüm mahalleye gitti bugün ruhum.
Ben 30 Aralık'ta doğmuşum, bu sebeple doğum günü kutlamalarım hep yılbaşı günü olurdu. Anneannemler bize gelirdi o gece. Onların hane de cümbüş... Anneanne,dede,dayı-yenge-kuzen ve teyze olarak evde 6 kişi yaşarlardı, eee 4 de biz 10 kişi. Yemek masamıza toplanırdık ve annemin yaptığı çeşit çeşit yemeklerden yerdik. Pasta üfleme faslından sonra teyp açılır, ortada kuzenim ve ben etrafımızda büyükler, göbek atardık. O kaloriler yakılacaktı elbet... :) Derken biz çocuklar tuttururduk tabii "dışarı çıkalım kar topu oynayalım, kızakla kayalım" diye. Kat kat marul gibi giydirilip başımıza da abla ve teyze konulurdu.Yokuş aşağı poşetlerle kayardık. Bakkalın önü durak noktasıydı, bakkalın oğlu Serdar Ağabey hep orada olurdu. Yuvarlanmadan kayabilirsen ödül olarak birer tane sakız verirdi herkese.
Şimdi o evimizde ablam yaşıyor eşi ile. Her gittiğimde içim burkuluyor.Çocukluğumun geçtiği ev, mahalle... Fiziken aynı;ancak ruhu giden mahallemiz.Şimdi ne o masa kaldı, ne de yokuş aşağı kayan çocuklar. Serdar ağabey hala orada; ama sakız vermeyi aklına getiremeyecek kadar hayat yorgunu.
Sanırım en çok çocukluğumu ve mahallemi özlüyorum.
Çocukluk unutulmaz çok iyi çok kötü geçmiş olsa bile insan unutamıyor yaşadıklarını.
YanıtlaSilSizin yaşadıklarınız da çok güzelmiş böyle anılarınız olduğu için mutlu olun derim❤
Evet, çocukluğunu yaşayabilenlerdenim şükür ki.. :)
SilGözlerim doldu vallaha iyi ki bugün katılmadım mydan okumaya çok ağlardım yoksa
YanıtlaSilBugün biraz hüzünleneceğiz sanırsam..
SilGüzel anılar birikmiş, evin ruhu değişti deseniz de hala ayakta olması güzel, dimi?
YanıtlaSilTabii ki, ev kapanmadı, aslında mahallede öyle çok fazla yıkılan değişen bina da olmadı;ama ruh gitti işte...
SilKalp kalbe bu kadar mı karşı mı olurmuş ;)) Özlemlerimiz de çok benzer. Frekans ayarları tuttu mu ne meslektaşım? ;))
YanıtlaSilAaaa..bir de meslektaş mıyız yoksa? :)
Silneden bilmem okurken gözlerim doldu, hepimiz görünen çocukluğumuzu özlüyoruz. kötü yanı bizim yaşadıklarımızı maalesef çocuklarımız ya hiç yaşamadı yada çoğunu yaşamadı... güzel günlerdi ...
YanıtlaSilMaalesef dediğiniz gibi..Ben 90'lar çocuğuyum;ama 80'ler dizisini izlerken bile keşke o dönemlerde yaşasaydım diyorum.Hele ki bu jenerasyon çocukları hiçbir şeyi bilemeyecekler. :(
Silinsan çocukluk anılarını hatırlamaya başladıysa yaşlanıyor demektir.. :)
YanıtlaSilNostalji dolu paylaşımınız için teşekkür ederiz. Yemekten sonra Mezdeke'ye bağlamanız hoş bir detay.
YanıtlaSilEvet, her Türk gibi sonu göbek atma ile biterdi :)
SilMahalle kültürü.
YanıtlaSilNe güvenilir yerdi orası,annen evde yoksa çantayı koy kapıya ,dal oyuna,anne gelinceye kadar seni koruyan bir gizli güç her köşe başında.
Simdi bırak mahalleyi site güvenliğine bile güvenmeyen piskomatlar olduk maalesef.
Emeğimize sağlık.
Hüzünlenir ken gulumsedim okurken.
Evet, o mahallede herkes birbirini tanırdı.Herkes birbirine güvenirdi.Güzel günlerdi.
SilHepimiz aynı şeyleri özlüyoruz.Niye bu kadar çabuk büyüdük :(
YanıtlaSilEvet :( Keşke hiç büyümeseydik de yine salçalı ekmeklerimizi yiyerek sokakta oynasaydık.
SilKonuyla çok alakasız olacak ama sitemde tek soruluk bir anket paylaştım ana sayfada sağ tarafta hemen. Fikirlerinize önem veriyorum lütfen cevaplar mısınız? Siteme profil resmime tıklayıp ulaşabilirsiniz şimdiden teşekkür ederim ^_^
YanıtlaSilKontrol edeceğim şimdi :)
SilNe güzel en azından eviniz hala açık. Ben kira evde büyüdüm ev duruyor da kapıya gidip diyemem içeriyi bir göreyim diye
YanıtlaSilÇok haklısınız, hiç bu açıdan düşünmemiştim.
SilYuvarlanmadan kayabilmek :) İyiymiş gerçekten. Çok hoş bir çocukluk dönemi geçirmişsiniz. Ne mutlu size.
YanıtlaSilGüzel günlerdi :)
SilSevgili Tülin merhaba... az önce blogumdaki onaylanmamış yorumlara baktığımda meydan okumamızın 4. günü bırakmış olduğun yorumun onaylanmamış yorumlar klasöründe kalmış olduğunu gördüm. Normalde yorumlar bildirim olarak geliyor, ama bu yorum gelmemiş, doğrudan o klasöre düşmüş... kontrol etmeseymişim daha da haberim olmayacakmış...Daha dikkatli olmalıyım... Değerli yorumun için teşekkür edeyim önce... :) Ve ne güzel anılar, ne güzel özlem diyeyim... Sanki küçücük burukluk kocaman mutluluklar arasında göz kırpıyor da onların önüne geçemiyor. Özlemenin tadı da bu sanırım... Buruksun ama anı kutunda kalan güzelliklerle de çok mutlusun... Mutlu anılarının hep ve daima olması dileğimle... sevgiler...
YanıtlaSilMerhaba..Bu aralar blog alemi baya hareketli, gözden kaçırmış olman çok normal;ancak inceliğin için teşekkür ederim :) Hepimizin mutlu anları olsun :)
SilSanırım hepimizin en büyük özlemi çocukluğuna dair..Çok içten dile getirmişsiniz özleminizi..
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilÇok güzel söylemişsin, özlüyoruz da hiç birşey eskisi gibi değil ama .
YanıtlaSilMaalesef öyle..
SilBüyüdükçe ruhumuzu mu kaybettik diyeceğim ama özleyebildiğimize göre şükür ruhumuz yerinde... Ama şu hayat meşgalesi denilen şey dünyayı feci evirip çevirdi :/
YanıtlaSilÇok güzel demişsiniz.Şükür ruhumuz yerinde :)
Sil